Salı, Şubat 06, 2007

Aşkın gözü neden kör

AŞKIN GÖZÜ N(**) "uzuun zaman,insanlar dünya`ya ayak basmadan önce;iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilmez bir vaziyette dolanıyorlarmış.

Bir gün toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkkın oturuyorlarken SAFLIK ortaya bir fikir atmış,

-`Neden saklambaç oynamıyoruz?`Hepsi bu fikri beğenmiş;Saklambaç oynamaya karar vermişler.ÇILGINLIK bağırmış;"Ebe olmak istiyorum,ebe olmak istiyorum!"Hiç kimse ebe olupta ÇILGINLIK`ı arayacak kadar çıldırmadığı için kabullenmiş.
ÇILGINLIK,bir ağaca yaslanıp saymaya başlamış; 1,2,3..ŞEFKAT,AY`ın boynuzuna asılmış,İHANET çöp yığınının içine girmiş,SEVGİ bulutların arasına kıvrılmış,YALAN bir taşın altına saklanacağını belirtip,her zamanki gibi yalan söyleyip gölün dibine saklanmış,TUTKU dünyanın merkezine gitmiş,PARA HIRSI içine girmeye çalıştığı çuvalı yırtmış.ÇILGINLIK saymaya devam etmiş,79,80,81,82...

AŞK`ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar saklanmış.AŞK;kararsız olduğu gibi nereye saklanacağınıda bilmiyormuş{bu sizi şaşırtmamalı;hepimiz AŞK`ı yakalamanın ne kadar zor olduğunu biliriz}.
Ve ÇILGINLIK saymaya devam ediyor;95,96,97...Tam 100`e vardığı anda,AŞK sıçrayıp güllerin arasına saklanmış.ÇILGINLIK bağırmış;"Sağım,solum sobe,geliyorum!..

"Arkasını dönmüş,TEMBELLİK`le gözgöze gelmiş.Çünkü onun saklanacak enerjisi yokmuş.Sonra ŞEFKAT`i AY`ın boynuzunda,İHANET`i çöplerin arasında,SEVGİ`Yİ bulutların arasında,YALAN`I gölün dibinde,TUTKU`yu dünyanın merkezinde görüp sobelemiş.Biri hariç;AŞK.ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış,son hedefini bir türlü bulamıyormuş. Belkide kendiliğinden ortaya çıkıp sobelenen-HASRET,hasretten olsa gerek dayanamayıp,ebenin kulağına fısıldamış,`AŞK,güllerin arasında saklanıyor.`Yine görmeyen ÇILGINLIK,eline çatal şeklinde bir sopa alıp güllerin arasına çılgınca saplamış,saplamış,saplamış.
Taki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar.AŞK,elleriyle yüzünü kapatıp ortaya çıkmış.Parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş.ÇILGINLIK,elindeki çatal sopayı yanlışlıklada olsa AŞK`ın iki gözüne saplayıp kör etmiş.`Ne yaptım ben,ne yaptım ben?`diye bağırmış;`Seni kör ettim,nasıl onarabilirim?`ve AŞK,yanıt vermiş;"Gözlerimi geri veremezsin.Ama benim için bir şey yapmak istersen,klavuzum olabilirsin."İşte o günden beri,AŞK`ın gözü kördür,ÇILGINLIK her zaman yanındadır."
_________________

...

ABD’li araştırmacılar aşkın insan beyninde yarattığı uyuşturucu etkisini tespit etmişler..!

Uzmanlar bunun için gönüllü deneklere aşık oldukları kişilerin fotoğrafını göstermiş. New York’lu uzman doktor Helen Fisher ve ekibi, kalp atışları, özlem duyma belirtileri ile ortaya çıkan aşk üzerine yaptıkları araştırmalarda, “Aşkın kimyasının tıpkı eroin ve kokain etkisi yaptığını” ortaya koymuşlar.


Ancak aşkın tehlikeli bir yan etkisi yok. Sadece aşık olan uyuştuğu için, aşık olduğu kişinin kusurlarını göremeyecek kadar geçici zihinsel körlük oluşuyormuş. Smile

Bu yüzden "Aşkın gözü KÖR" müş Smile

Bu yüzden; "Love is CRAZY" imiş Smile
_________________
"Neyi arıyorsan osun sen !
Bir lokma ekmek arıyorsan ekmek,
Can arıyorsan cansın sen..”

Bir erkeğin ağzından evlilik

Bir erkeğin ağzından evlilik

Evlilik,
İnanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim
icin....

17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum
aynı zamanda da...

Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belkide kuruma
inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun dayattığı şekilde yaşamamaktan...

Nedir bu dayatmalar? Erkeğin muhakkak kadıindan yaşçsca büyük olması, eğitim seviyesinin erkeğin lehine ya da en azından eşit olması, bunların sadece ikisi...

Olmaz, yürümez diyor toplum... Erkek yaşça büyük olmalı ki,
kadına "höt" dediğinde oturmalı kadın... Ya da yumuşatıyorlar;
efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum felan) küçük
olmalıymış yaşı...

Eğitimde de böyle... Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş,
evde kalmakmış layıkı....

EŞİM BENDEN 2 YAŞ BÜYÜK; Ne "höt" dememe gerek kaldı 17 senede, ne de benden önce çöktü... Yillar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti, "oo
Ömer bey kapmışız çıtırı" esprilerine muhattap dahi oldum.

EŞIM 3 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ; ben bi taneyi 9 senede bitirdim... Ne o
bana bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik baktım...

Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der
Halil Cibran... Bunu unutmadık biz. Ben konuşurken o dinledi, Ben
dinlerken o konuştu 17 sene. O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o "haklısın bitanem..." dedik, öfke bitip fırtına durulduğunda "ama bide böyle düşün" de dedik fikrimizi savunurken.

Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, aynı amaç için savaşan
neferlerdik bu hayatta...

Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı,ortak cüzdanımızdan gerektiği kadar aldık... Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefonu, kim bu saatte arayan karşı cins diye
sorgulamadık da ama...

Sevginin en büyük dostuydu bizim için "güven"... Ve güvenin ardına
saklanmış bir "saygı" vardı daima...

Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede... Eee ülkeler neler
gördu,biz çekirdek aile mi sutliman yaşayacaktık...

Öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın dışında yattım bi gece, misafir odasında... Gece yarısı kapı açıldı, eşim "ne yapıyosun burda" diye sordu kapının eşiğinden, "uyuyorum" dedim buz gibi bi sesle.....
Gitti,gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... "kay yana" dedi
daracık yatakta. "ne yapıyosun?" dediğimde "benim yerim senin
yanın, sen gelmezsen ben gelirim" dedi...

Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yat saatine kadar sürecek... Ve bence doğrusu da bu... Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak odamız hariç...

Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...

Toplum kurallariyla oynasaydık bu oyunu belki de 41 nci çift
olacaktık o listede... Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede olsa bizim oyunumuzdu, oynanan...

Evlilik;
Hesapsız içine dalınması gereken bir oyun bence... Topluma
kulaklarını tıkayarak hemde... Ne benim, ne de bizim sözlerimizle... Sadece gönlünüzden geçtiğince...

Dediği gibi Ataol Behramoğlunun;
"...Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene
karışırcasına,
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve
hayat, sunulmuş bir armağandır insana..."

Işık ve sevgi sizinle olsun...
ömer lütfi