Cumartesi, Aralık 30, 2006

Hoca'yla Baba

Hoca'yla Baba

Çocuklar üzerine yazıp çizenler Noel Baba'yı Nasreddin Hoca'yla
karşılaştırırlar ve ortaya bir "medeniyetler çatışması" çıkar. Bir kere
Noel Baba çocukları beleşçiliğe iter,
halbuki Hocamız düdüğü "parayı verene" çaldırır, çalışanla avantacıyı bir
tutmaz,
Noel Baba, yeşili sevmez, ormanı korumaz, çam katliamında başrol oynar.
Nasreddin Hoca ise bindiği dalı kesenleri uyarmaya bakar.
Noel Baba maddecidir çocukları ıvır zıvırla oyalar.
Nasreddin Hoca. paraya çevrilmeyecek değerlerin peşindedir, zenginliği
mânâda arar.
Noel Baba uçan geyiklerin çektiği kızağı ile çocukları gerçeklikten koparır,
Hocamızın elle tutulup gözle görünen bir eşekcağızı vardır, icabında
"ters" biner ama "doğruluktan" ayrılmaz. Hoca karakterlidir, itibar
görmediği evde yemeği kürküne yedirir,
ağzına lokma koymaz.
Noel'i kapıdan kovsanız bacadan girer, bilirsiniz bu tipler bütün hukuk
sistemlerinde "haneye tevavüzden" yargılanırlar.
Noel Baba bir günün yıldızıdır, reklâmlarda parlar,
Hoca, her günün yıldızıdır, gönüllerde yaşar
Noel Baba in midir, cin midir bilinmez, hatta "tanrı"lığa kalkar
Hoca hâzâ insandır, "kul" olmaya bakar.
Noel Baba vatansızdır, Avrupa, Amerika arasında turlar
Hoca'nın yeri yurdu bellidir, Akşehir'de doğar, Sivrihisar'da yaşar.
Mr. Noel kapitalist üretim çarklarının emrindedir, dolarına bakar.
Nasreddin Hoca göle bile maya çalar, hayallerimizi sıcak tutar.
Bebelere bomba Çağdaş Noelciler Iraklı ve Filistinli bebeleri sevmez,
bacalardan
misket bombası atar, bubi tuzağından alana ceset torbasını promosyon
olarak sokuştururlar.
Hocanın torunları kul hakkından korkar, değil insanları, karıncayı bile
incitmekten sakınırlar.
Noelciler gemiler dolusu petrol, kabirler dolusu kan emer yine de
doymazlar. Hocanın muhibleri bir kase çorba içtiler mi şükreder,
lokma paylaşacak adam ararlar.
Hasılı Noel Baba, "baba"lığını görmediğimiz babalardandır ama
Nasreddin Hoca, "hoca"lığını "hakkıyla" yapar.
Kasabanın postacısı üzerinde `Noel Baba'ya yazan zarfı merâkla
açar.Mektubun sahibi fakir bir yavrucaktır, potin, palto ve uçurtma
siparişi vermiş, adeta yalvarmaktadır. Postacının içi burkulur, tutar
kendi cebinden potin, palto alır. Bir torbaya koyup çocuğa yollar ama
uçurtma talebini "kış günü n'apcak" deyip umursamaz. Ertesi gün bir
mektup daha, "Noel Baba sağol, potin ve palto geldi. Yalnız haberin olsun
postanedeki şerefsizler uçurtmaları çalıyorlar!"
Hollandalı göçmenlerin Amerika'ya taşıdıkları Noel Baba efsanesinin
Pataralı Nicholaos ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını biliyoruz.
Ancak Batılılar, çocukları bu masala inandırabilmek için yırtınır, dev
bütçeli filmler çeker, minik beyinleri bombardımana tutarlar. Çocuklar
nedeeen sonra hiçbir Ren geyiği türünün uçmadığını hatırlar, işlerine
bakarlar. Gerçi zoologların henüz tasnifini yapmadıkları yüzbinlerce
canlı vardır ama uçan geyik, ne kuşlara, ne de memelilere uyar.
Kalın sağlıcakla...