Salı, Ağustos 11, 2009

gaflet ve şuur

Zzariyat 56'da Allah'ın "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." diye buyurmasından bu yazının yazarı bu ayeti şöyle akıl etti; (Bu akıl ediş sadece kendisini bağlar)
Asıl gaye kulluk etmek ise, kulluk edenler ve etmeyenler şeklinde ikiye ayrılabilir imtihana tabii tutulanlar. Kulluk edenler yani yaratılış gayesini yerine getirenler imanları ölçüsünde bir şuura sahiptirler. Ve az ya da çok şuurludurlar. Çünkü şuur bilmek artı amel etmek, başka bir ifadeyle; ne yapması gerektiğini bilip, bildiğini aksiyona çeviren insandır. Kulluk bilinci ise ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini bilmek ve yap denileni yapıpı yapma denileni yapmammaktan geçer. Demek ki, bir kategori olarak şuurluları ayırabiliriz.
1)şuurlular
2)Şuursuzlar, yani gaflette olanlar, kalplerinin inanmasında, gözlerini görmesi kulaklarının işitmesinde bir sis, bir perde , bir mühür gibi engele sahip olanlar. Genelde sis, perde mühür işlevini nefis görür. Çünkü o daima kötüyü emreder.
a) İnkar edip de de etmiyormuş gibi görünen münafıklar
b) Özüyle sözü bir münkirler
c) İnanan ya da ilmel bir yakini olup da nefislerine zincirlerini kaptırmış gaflettekiler. Çizgidedirler. Küfürle aradaki perde olan namaz yoktur.
d) veyl o namaz kılanların haline" diye lanet edilen gaflet ehli